Gaz dağıtım istasyonları, gazın yüksek basınç altında depolanması, taşınması ve dağıtılması nedeniyle patlama riski taşırlar.

Demir çelik endüstrisinde, potansiyel olarak patlayıcı ortamlarda kullanılan Ex (patlama korumalı) sertifikalı elektrik malzemeleri kullanılması gerekmektedir.

Maden ve tünellerde patlama riskleri, genellikle patlayıcı gazların, buharların veya tozların bulunabileceği ortamlarda çalışılması nedeniyle ortaya çıkar.

Petrokimyasal üretim, petrol ve doğal gaz gibi hidrokarbonların işlenmesi ve kimyasal ürünlere dönüştürülmesi sürecidir. Bu süreç, petrol ve doğal gazın rafine edilmesi, ayrıştırılması ve farklı kimyasal bileşenlere ayrılmasıyla başlar.

Su arıtma tesislerinde patlama riskleri, özellikle su arıtımında kullanılan kimyasalların doğru şekilde depolanmaması veya kullanılmaması sonucu ortaya çıkabilir.

ATEX (ATmospheres EXplosibles) direktifi, patlayıcı atmosferlerde çalışan ekipmanların kullanımı ve pazarlanmasını düzenler. Denizcilik sektörü de bu direktif kapsamında yer almaktadır.

Petrol ve gaz tesisleri, yüksek riskli endüstriler arasında yeralır ve doğru işletilmediği takdirde ciddi patlama ve yangın riskleri oluşabilir. Bu tesislerde patlama riskleri şu şekilde sıralanabilir:

İlaç endüstrisi, üretim süreçlerinde patlama riskinin yüksek olduğu bir sektördür. Endüstriyel kimyasalların kullanımı, yanıcı maddelerin kullanımı, tozların birikmesi ve gazların oluşumu gibi etkenler yüksek risk faktörleridir.

Gıda endüstrisinde patlama riski bulunan bölgelerde elektrik malzemeleri seçerken, ATEX direktifine uygun ürünlerin kullanılması önemlidir.

Akü dolum alanları, patlamaya neden olabilecek birçok potansiyel risk taşır. Bu alanlarda, özellikle şarj işlemi sırasında hidrojen gazı açığa çıkabilir ve bu gaz havada biriktiğinde patlama riski oluşur.